HABERLER
----------YILMAZ HABER EKİBİ'NİN HAZIRLADIĞI HABERLERE HOŞ GELDİNİZ----------
ACI AMA GERÇEK İTİRAFLAR
Hüseyin Göktürk/ Diyarbakır tarih 11.08.2007, 20:50 (UTC)
 “İstanbul’da üniversitede okurken yurtta kalıyordum. Bir akşam yurda yapılan baskında dolabında PKK terör örgütüne ait dokümanlar bulunan kişiler gözaltına alındı. Aynı odada kaldığım gözaltına alınan bir öğrenci polise verdiği ifadede hiç alakam olmadığı halde beni üniversitenin gençlik kolları başkanı olarak tanıtmış. Bir gün okulda tanımadığım biri yanıma yaklaştı ve artık devlet tarafından takip edildiğimi, polisin beni tutuklayıp cezaevine göndereceğini, bu durumdan kurtulmanın tek yolunun ise örgüte katılmak olduğunu söyledi. Yoksa hiçbir zaman örgüt tarafından rahat bırakılmayacağımı, ailemin bile baskı altında tutulacağını söyledi. Örgüte katılmak zorunda kaldım…

İskenderun otogarında otobüsten inince tanımadığım biri yanıma yaklaştı ve hadi gidelim dedi. Bir yolcu minibüsüne bindik ve bir beldeye geldik. Beldenin merkezinden yarım saat boyunca araziye doğru yürüdük. Bir elektrik trafosunun altında bir süre bekledikten sonra iki silahlı örgüt mensubu geldi ve bizi aldı... Beni kandil denilen bölgeye getirdiler. Burada benim gibi örgüte yeni katılanlara eğitim adı altında örgüt propagandası yapılıyor, Öcalan’ın kitapları okutuluyordu. Askeri eğitimde ise pusu kurma, baskın yapma, araziye mayın döşeme, kaleşnikof kullanma gibi konular örgüt içinde uzun süre kalmış kişiler tarafından anlatılıyordu. En fazla eğitim kayıp vermeden ses getirecek patlayıcı ve mayınlama türü eylemler üzerinde veriliyordu.

Yiyecek ve giyecekler depolardan traktör ve katırlarla lojistikçiler tarafından bulunduğumuz bölgeye getiriliyordu. Alt kademinin giyecekleri ve yiyecekleri ile örgütte lider kadro diye bahsedilen kişilerin giyecek ve yiyecekleri arasında farklılıklar vardı. Depoların yerini ve iki grup arasındaki farklılıkları sadece lojistik takımındakiler biliyordu. Silah ve mühimmat sıkıntısı da çekilmiyordu. Nerden geliyordu bütün bunlar, nasıl temin ediliyordu…Gümrükten geliyor’ diyorlardı. Gümrük nasıl bir yerdi böyle…Örgüte ait paralar kamp sorumlularında duruyordu. Sürekli yüklü miktarlarda paralar geldiğini duyuyorduk…

Benim görevim, terör örgütüne ait bilgilerin yer aldığı internet sitesini düzenlemekti. Yurt dışındaki örgüt üyelerine iletilmek istenen mesajları, bilgi ve belgeler vasıtasıyla şifreli olarak bu siteye yerleştiriyordum. Ayrıca çatışmada ölen teröristlerin resimleri bu siteye konuyor dolayısıyla ailesine bu şekilde haber verilmiş oluyordu. Ölen teröristler şehitliğe gömüldü diyorlar ama kimsenin göremeyeceği uçurumlara, derelere, kaya oyuklarına atıyorlar. Ben hayatımda böyle insanlık dışı davranış görmedim. Zamanla hepsinden iğrendim. Örgüt içinde baskıcı ve adaletsiz bir sistem vardı. Kendi görüşlerimi söyleyemiyordum. Çünkü onların düşüncelerinden farklı şeyler düşünmek kabul edilmiyor ve çok ağır bir şekilde cezalandırılıyordu. İnsan ilişkileri yok, karşılıklı güven yok, kimse kimseye inanmıyordu. Yaşam şartları çok kötüydü.

Artık örgütten ayrılmak istiyordum. Bunu söylediğimde bana müthiş bir tepki gösterildi ve cezaevine konuldum. Bu durum beni çok etkiledi. Kendi isteğimle örgüte katıldığım gibi örgütten ayrılmak da benim isteğimle olmalıydı. Her gün insan haklarına saygı ve sevgiden bahseden kişiler şimdi örgütten ayrılmak isteğimde beni suçlu görüp hapsetmişlerdi. Üstelik her gün işkence, kötü muamele ve hakaret ediliyordu. Bunları düşünerek yaşama isteğimi kaybettim ve üzerime gaz dökerek intihar girişiminde bulundum. Vücudumdaki yanık yaraları bu şartlarda iyileşmiyordu. Doktorlar bir hastanede tedavi olmam gerektiğini söylüyorlardı. Hastaneye gittiğimde geri dönmeyeceğimi biliyorlardı. Bu sırada ablam ve eniştemin güvenlik güçleri yardımıyla benim yerimi tespit ettiklerini öğrendiler. Beni örgütte tutarak örgütün yerinin belli olacağına karar verdiler ve beni işe yaramaz bir ‘şey’ olarak gördüler…

Özellikle 2004 yılından sonra örgütten kaçışlar çok arttı. Kaçışlar hala da devam ediyor. Kaçışların en önemli sebebi terör örgütünde aradıklarını bulamayıp gençlerin boş hayallerle kandırıldıklarını anlamaları. Ama yakalananlar çok feci şekilde cezalandırılıyor, hatta çoğu zaman infaz edilerek ölümle cezalandırılıyordu. Terör örgütünden kaçanların çoğu Irak’ın kuzeyindeki şehirlerde yaşıyordu. Türkiye’de teslim olan bir teröriste askerlerin işkence yapacakları, tecavüz edecekleri ve sonunda öldürecekleri anlatılıyordu. Sadece örgüt propagandasının yapıldığı TV ve radyoların dinlenmesine izin verildiği için etkin pişmanlıktan haberimiz yoktu. Bu konular daha çok bilinse örgütten kopmalar daha da artar. Hatta örgütten ayrılarak Irak’ın kuzeyinde yaşayanlar bile Türkiye’ye dönerler. Ben teslim olduktan sonra tüm bu anlatılanların ne derece korkunç iftiralar olduğunu bizzat kendim yaşayarak gördüm. Türk güvenlik kuvvetleri, bana çok sıcak davranışlarla yaklaştılar. Örgütte bulunduğum süre içinde hiç silahlı eyleme katılmadığım için ceza bile almadım. Şu an çok mutluyum.”

İşte bir eski teröristin, şimdi bu ülkenin şerefli ve onurlu bir vatandaşı olarak ailesi ve sevdikleri ile birlikte mutlu bir hayat süren bir gencin, acı ama gerçek itirafları. Okumak ve ibret almak için sadece okumak ve akıllı olmak yeterli...
 

Hemzemin geçitte can alan kaza!
cemal yılmaz(www.memlekethaber.com'dan alıntıdır) tarih 11.08.2007, 17:18 (UTC)
 Kahramanmaraş'ta yolcu treni hemzemin geçitte kamyona çarptı, kamyon sürücüsü hayatını kaybederken, trenden düşen makinist yaralandı.

İstanbul-Gaziantep seferini yapan Toros Ekspresi, Türkoğlu ilçesine bağlı Karaçay köyü yakınındaki hemzemin geçitte İbrahim Akşit idaresindeki 27 BA 930 plakalı kamyona çarptı.

Çarpmanın etkisiyle parçalanan ve bir süre sürüklenen kamyonun sürücüsü İbrahim Akşit, olay yerinde hayatını kaybetti.

Çarpmanın etkisiyle trenden düşerek yaralanan makinist Cuma Yılmaz, Narlı Sağlık Ocağına kaldırıldı. Bacaklarının kırıldığı belirlenen Cuma Yılmaz ilk müdahalenin ardından Kahramanmaraş Devlet Hastanesine sevk edildi.

Diğer makinist Mehmet Kocaaslan ile yolcuların yara almadan kurtulduğu kazaya ilişkin soruşturma sürdürülüyor.

 

Aziz Nesin'in halkın yüzde 50'si aptal sözü boşuna bir yakıştırma mı?
OKTAY AKBAL(cumhuriyet) tarih 24.07.2007, 22:52 (UTC)
 Bizler neyi savunduk, neyin korunmasını istedik? Tam bağımsız bir Türkiye'nin sonsuza dek yaşatılması; çağdaş uygarlığın benimsenmesi; halkımızın yoksulluktan, açlıktan, ezilmişlikten kurtarılması; oy kazanmak için kapı kapı, kömür, ekmek, peynir, pirinç dağıtmalarının yanlışlığını...

Aziz Nesin 'in "Türk halkının yüzde ellisi aptaldır" sözü boşuna bir yakıştırma mı, boşuna bir uydurma mı? Seçmenin yüzde kırk altısı AKP'ye bir kez daha iktidar olanağı verdi diye böyle bir suçlama akla gelebilir mi? Belki de bu halk hepimizden daha çok işini biliyor.

Gemicikler, villacıklar, saatçikler, şunlar bunlarla geçirdik bir seçim dönemini.. ulusun gerçek dertleri, sorunları boşlukta kaldı... Şimdi ikinci kez Başbakan olan Tayyip Bey'i tarih karşısında yeni bir sınav bekliyor: Halkın demokratik özlemlerine, isteklerine uygun bir davranış göstermesi.
 

19 YENİ İL GELİYOR!!!
cemal yılmaz tarih 12.07.2007, 08:51 (UTC)
 Türkiye Büyük Millet Meclis'inde, İçişleri Bakanlığı'nda, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı'nda ve bazı kamu kurumlarında hazırlanmış olan "Hangi ilçeler il olabilir?" dosyasında 81 olan il sayımız 100'e yükselecek. İşte bu ilçeler:
İSKENDERUN :)
SUNGURLU
BEYŞEHİR
ÇORLU
ANAMUR
TARSUS
LÜLEBURGAZ
KOZAN
SİVEREK
VİRANŞEHİR
KIZILTEPE
CEYHAN
İNEGÖL
NAZİLLİ
BANDIRMA
TURHAL
TURGUTLU
SALİHLİ
AKHİSAR
ALANYA
BAFRA
POLATLI

 

ERBİL ÇUVALI!!!
Sabahattin ÖNKİBAR tarih 11.07.2007, 14:37 (UTC)
 ABD ile anlaşan Mesut Barzani, Türk Özel Kuvvetleri’nin irtibat bürosunu 3 gün önce kapatarak askerimizi sınır dışı etti.
HÜKÜMET OLAYI SAKLIYOR
Saddam ve Çekiç Güç’ten beri Kuzey Irak’da görev yapan Genelkurmay Başkanlığı’na bağlı Türk Özel Kuvvetleri timinin Erbil’deki irtibat bürosu üç gün önce kapatıldı ve askerlerimize ‘derhal bölgeyi terk edin’ ültimatomu verildi. Bu alçaklık, sadece Barzani’nin arzusu ile değil ABD’nin kararı ve onayı ile gerçekleştirildi. Başbakan, bunlardan haberdardır ve olanları gizlemeye çalışmaktadır.


KÜRDİSTAN’A VERİLECEK
Erbİl’den sınırdışı edilmek Misak-ı Millimiz içinde olan Musul’dan tamamen terk-i diyar etmek demektir. Erbil her ne kadar Kürt illerinden diye sunulsa da 300 binTürkmen nüfusu ile şehir merkezinin çoğunluğunu Türklerin oluşturduğu bir merkezdir. Dolayısı ile büronun kapatılması ile fiili bir durum yaratılıp bölgenin bağımsızlığının artık aşikar hale geldiği ve Kürdistan’a verileceği ilan edilmiş oluyor.
 

PERİNÇEK PİŞMAN DEĞİLMİŞ
www.haberyurt.com tarih 11.07.2007, 00:23 (UTC)
 İşçi Partisi (İP) Genel Başkanı Doğu Perinçek, 1991 yılında, Beka Vadisi´nde teröristbaşından gül almıştı.

Aydınlık dergisinde bu hafta yayınlanan röportajında, "Yıl 1991 Beka Vadisi´nde bulunan bir PKK kampındasınız. Abdullah Öcalan ile birlikte PKK militanlarını teftiş ediyor; Mehmetçiğe kurşun atan elleri dostlukla sıkıyorsunuz. 16 yıl önce niyetiniz ne olursa olsun bunu yaptığınız için daha sonraki yıllarda ´Keşke böyle bir girişimde bulunmasaydım´ dediğiniz oldu mu?" şeklindeki soruya Doğu Perinçek şu cevabı verdi: "Hayır. Bakın ben yanlış yaptığım zaman yanlış yaptım diye açık söylüyorum. Hiç böyle düşünmedim, doğru yaptım. Lozan´da Türkiye´yi savunurken ne yaptıysam, Diyarbakır´da elimde Türk bayraklarıyla vatanımızın bütünlüğü için ne kadar cesur davrandıysam, o Beka röportajında da aynı cesareti gösterdim."

Doğu Perinçek, "Bunlar sizce aynı kefeye konulacak şeyler mi?" sorusuna da şu şekilde cevap verdi: "Bakın bir kere birincisi Öcalan´ın bana çiçek uzattığı fotoğrafı yayınlayan benim. (Gidip içeriden dergiler getiriyor) Bu ne? 2000´e Doğru dergisi. Yayınlayan kim? Doğu Perinçek. Utanacak olsam yayınlamazdım. Siz nasıl gelip benle görüşme yapıyorsanız, ben de gidip Öcalan´la bir görüşme yaptım. Başka kimler görüştü? Mehmet Ali Birand, Fatih Altaylı, Cengiz Çandar, Hasan Cemal, Güneri Civaoğlu... Yani Türk basınının bütün kıdemlileri, genel yayın yönetmenleri, başyazarları."
 

<- Geri  1  2 

Devam->

 
EDİTÖR GİRİŞİ
 
Kullanıcı adı:
Şifre:
SAAT
 



More Cool Stuff At POQbum.com

Mustafa Kemal ATATÜRK
 



"Ben her şeyden önce bir Türk milliyetçisiyim. Böyle doğdum. Böyle öleceğim. Türk birliğinin, bir gün hakikat olacağına inancım vardır. Ben görmesem bile, gözlerimi dünyaya onun rüyaları içinde kapayacağım. Türk birliğine inanıyorum, onu görüyorum. Yarının tarihi, yeni fasıllarını Türk birliğiyle açacaktır. Dünya sükununu bu fasıllar içinde bulacaktır. Türk'ün varlığı bu köhne aleme yeni ufuklar açacak, güneş ne demek, ufuk ne demek, o zaman görülecek."


"Bu memleket, dünyanın beklemediği, asla ümit etmediği bir müstesna mevcudiyetin yüksek tecellisine, yüksek sahne oldu. Bu sahne 7 bin senelik, en aşağı bir Türk beşiğidir. Beşik tabiatın rüzgarlarıyla sallandı. Beşiğin içindeki çocuk tabiatın yağmurlarıyla yıkandı. O çocuk tabiatın şimşeklerinden, yıldırımlarından, kasırgalarından evvela, korkar gibi oldu; sonra onlara alıştı; onları tabiatın babası tanıdı onların oğlu oldu. Bir gün o tabiat çocuğu tabiat oldu; şimşek, yıldırım, güneş oldu; Türk oldu. Türk budur. Yıldırımdır. Kasırgadır, dünyayı aydınlatan güneştir."


"Tanrı nasip eder, ömrüm vefa ederse; Musul, Kerkük ve Adaları geri alacağım. Selanik de dahil Batı Trakya'yı Türkiye hudutları içine katacağım" "İstanbul'da çıkan bir gazeteyi Kaşgar'da ki Türk de anlayacaktır."


"Türkiye Türklerindir."


"Kanını taşıyandan başkasına inanma!"


"Dünya yüzünde, Türk'ten daha büyük,ondan daha eski, ondan daha temiz bir millet yoktur ve bütün insanlık tarihinde görülmemiştir."


"Bir gün, ressamlar Türk'ün simasını kaybederlerse, yıldırımı alsınlar, yapıversinler."


"Milli benliğini bulamayan milletler başka milletlerin avı olacaklardır."


"Türk'lerin yaşadıkları her yer misak-ı milli hudutları içindedir."


"Hayattaki yegane üstünlüğüm, Türk doğmaktır! Muhterem milletime şunu tavsiye ederim ki; sinesinde yetiştirerek başının üstüne kadar çıkaracağı adamların kanındaki, vicdanındaki cevher-i asli'yi çok iyi tahlil etmek dikkatinden bir an feragat etmesin."


"Biz doğrudan doğruya millet severiz ve Türk milliyetçisiyiz. Cumhuriyetimizin dayanağı Türk topluluğudur. Bu topluluğun fertleri ne kadar Türk kültürüyle dolu olursa, o topluluğa dayanan cumhuriyet de o kadar kuvvetli olur."


"Beni olağanüstü bir kişi olarak yorumlamayınız. Doğuşumdaki tek olağanüstülük Türk olarak dünyaya gelmemdir."


"Türk budur: Yıldırımdır, kasırgadır, dünyayı aydınlatan güneştir."


"İslamiyet'i ele alıp Türklüğü inkâr etmek ihanettir. Bunun tersi de aynı derecede gaflet ve ihanettir."


"Eğer bende bazı fevkaladelikler görüyor, buluyorsanız bunları sadece ve yanlız Türk olmama, Türklüğüme bağlayınız."


"İnsanlar; yoksulluğa, açlığa, susuzluğa tahammül ederler. Fakat adaletsizliğe, hor görülmeye, aşağılanmaya ASLA müsaade, müsamaha etmezler."


"Ülkeniz sizindir, Türklerindir. Bu ülke, tarihte Türk'tü bugün de Türk tür ve sonsuza dek Türk olarak yaşayacaktır."


"Ülkeniz sizindir, Türklerindir. Bu ülke, tarihte Türk'tü bugün de Türk tür ve sonsuza dek Türk olarak yaşayacaktır."


"Türk Devletinin yenilmez, zinde hayat gücü ve Türk Milletinin teminatı ve istikbali gençliktir."


"Türk aydınları için Batı'nın sığınması olmak bir ideal olarak benimsenmiştir. Milletimiz için bundan korkunç felaket düşünülemez."


"Yetişecek çocuklarımıza ve gençlerimize, görecekleri tahsilin hududu ne olursa olsun, en evvel, herşeyden evvel Türkiye'nin istikbaline, kendi benliğine, millî an'anelerine düşman olan bütün unsurlarla mücadele etmek lüzumu öğretilmelidir."


"Türkiye bir maymun değildir ve hiç bir milleti de taklit etmeyecektir. Türkiye ne Amerikanlaşacak, ne de Batılılaşacaktır; o sadece özleşecektir."


"Yüksek Türk! Senin için yüksekliğin hududu yoktur. İşte parola budur."


"Türk çocuğu ecdadını tanıdıkça daha büyük işler yapmak için kendinde kuvvet bulacaktır."


"Büyük devletler kuran ecdadımız, büyük ve şümullü medeniyetlere de sahip olmuştur. Bunu aramak, tetkik etmek, Türklüğe ve cihana bildirmek bizler için bir borçtur."


"Asla şüphem yoktur ki, Türklüğün unutulmuş büyük medeni özelliği ve büyük medeni kabiliyeti bundan sonraki gelişmesi ile geleceğin yüksek medeniyet ufkunda yeni bir güneş gibi doğacaktır."


"Kanını taşıyandan başkasına inanma!"


Hepiniz birer Türk Bayrağı'sınız. Bay­rağı lekelemeyin, kirletmeyin yeredüşür­meyin.


Cesaret, yüreklilik, atılganlık olmayan hiçbir dâva başarıya ulaşamaz.


NE MUTLU TÜRK'ÜM DİYENE!






GAZETELER
 

Hurriyet.www.gazetealemi.com Zaman www.gazetealemi.com Radikal www.gazetealemi.com Milliyet www.gazetealemi.com Bugun www.gazetealemi.com Turkiye www.gazetealemi.com Vatan www.gazetealemi.com Sabah www.gazetealemi.com Yeni Safak www.gazetealemi.com

VE BEN...
 
cemal yilmaz cemalyilmaz@cilginturk.gen.tr

 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol